İhtişamlı taş binalar, tarihi posta binasının zamansız cazibesi ve Nilay Sabuncuoğlu’nun objektifi… İlham dolu bir çekim günlüğü.

Yüzyılların sessiz tanığı, denizin kıyısında zamana meydan okuyan bir chapel…Kırılmış duvarların arasından süzülen rüzgâr, Bodrum’un tuzlu kokusunu ve geçmişin fısıltılarını taşıyor.

Tam burada, bu coğrafyanın ilhamını ve tarihine duyduğum saygıyı her kareye işledik. Her dokunuşta, hem toprağın hem de denizin ruhu var.

Bitez’in ara sokaklarında, mandalina ağaçlarının büyüleyici kokusu eşliğinde yürümek, düşünmek ve ilham almak… Hayatımın en keyifli rutinlerinden biri.

İşte bu yüzden, Nazarlık Sofra Serisi’ne ışıltısına yakışır bir masa kurmak için mandalina bahçelerinin ortasını seçtim.

Vintage tutkumla hazırladığım bu sofra, hem geçmişten ilham alıyor hem de bugünün ruhunu taşıyor.

Anneciğimi kaybedişimin birinci yılında, ona duyduğum sonsuz özlemle…

En sevdiği fisto örtüler, keten peçeteler, kıyamayıp sakladığı servis takımları ve Dalga Serisi’nin parçalarıyla, evimin bahçesinde kurduğum sofram.

Tüm annelerimize saygıyla ve sonsuz özlemle…

Bodrum ruhu… Mavi-beyaz evler, dar sokaklar ve yazın kendine has ışığı.

Yaza en çok yakışan Dalga Serisi, burada tam olması gerektiği gibi: doğal, ferah ve zamansız.

Tatilciler çoktan gitmiş, Bodrum sokakları tüm sakinliğiyle bizi selamlıyor.

Keyifli bir sabah yürüyüşünde bana eşlik eden sokak kedileriyle, Bodrum’un en sevdiğim günlerinin tadını çıkardım; hafif rüzgâr, yumuşak güneş ve sessizliğin huzuru…